25 KASIM KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 25.11.2019| Okunma Sayısı: 813

 

 

KAYSERİ BAROSU

25 KASIM KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI  

  MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ

BASIN AÇIKLAMASI

 

Değerli Meslektaşlarım ve Kıymetli Basın mensupları;

 

 

                        25 Kasım 1960 uygarlıklar tarihinin kara günlerinden biridir.Patria,Minerva ve Maria Mirabel  kardeşler ülkelerinde siyasal özgürlük için kararlılıkla mücadele ederek Latin Amerika’daki diktatör Trujillo’ya meydan okumuşlar,bu yüzden de diktatörlük tarafından zulme uğramışlar ve en son olarak da 25 Kasım 1960 yılında arabalarından zorla indirilerek tecavüz ve işkence ile katledilmişlerdir.Mirabel kardeşlerin ölümünden sonra ülkede ayaklanmalar daha çok artmıştır.1981’de Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın Kurultay’ında 25 Kasım tarihi  “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kabul edilmiştir.Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1999 yılında 25 Kasım’ın Kadına yönelik Şiddetin Ortadan kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü’olarak ilan etmiştir.Mirabel kardeşler kadına şiddetle mücadelenin bir simgesi haline gelmiş ve kadına yönelik şiddetin önlenmesinde farkındalık yaratma çabasının önünü açmıştır.Tüm dünyada ve ülkemizde kadına yönelik şiddetin kınandığı ve baskılara yenilmeyen yürekli kadınların mücadelesini onurlandırmak adına ölümsüzleştirdiği bir gündür  25 Kasım..

 

                        Kadına yönelik şiddet anayasal bir hakkın yani yaşama hakkının ihlalidir.Anayasa’nın 10.maddesinde de belirtildiği üzere ‘Herkes,dil,ırk,renk,cinsiyet,siyasi düşünce,felsefi inanç,din,mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir’.Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.İstanbul sözleşmesine ilk imza atan ülkelerden olmamıza ve açıkça yasaklanmasına rağmen aile hukuku alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasına gidilmesinin kabul edilmesi de kadına şiddetle mücadelede ciddi bir engel teşkil edecektir.

 

                         Yasalarımızda yapılan değişikliklerin kadına yönelik şiddeti azaltmaya yetmediği,hatta en önemli insan hakkı olan yaşama hakkını ihlal eden öldürme fiilinin arttığı aşikardır.Bu artışın en önemli nedenlerinden biri de ülkemizdeki mevzuat ile uygulama arasındaki yetersizliktir.Ülkemizde kadına karşı uygulanan şiddet tablosu halen vahim noktadadır.Kadına şiddet vakıalarında ger geçen gün ciddi oranda artış yaşanmaktadır. Her yıl geleneksel olarak yapılan istatistiksel açıklamalar,kadına yönelik ekonomik, fiziksel, psikolojik, cinsel gibi şiddet türlerinin rakamlarında artış olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye'de 2016'da 304, 2017'de 353, 2018'de 280 kadının cinayete kurban gitmiştir.2019 yılı bu tarihe kadar kadın cinayeti sayısı 299 olarak tespit edilmiştir.

 

                            Cinayeti işleyenlerin yüzde 69'u ilk ve ortaokul mezunu, yüzde 18,9'u lise ve dengi okuldan mezun, yüzde 5,5'inin ise üniversite mezunu olduğu yapılan çalışma sonucu ortaya çıkmıştır.Eğitim durumu yükseldikçe kadın cinayetine karışma oranı daha azalmaktadır.Bu sebeple de şiddetle mücadele de başı çeken unsurun eğitim olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz.Aile içinde başlayan eğitim ve devamında okul öncesi eğitim ile bireyler arası iletişimin şiddet olmadan sağlanabileceği aşılanmalıdır.Şiddet ne yazık ki öğrenilen bir davranış biçimidir.Kişinin aile yaşamı, eğitim durumu, sosyo-ekonomik seviyesi, psikolojik durumu, alkol ve madde kullanımı belirleyici faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır.Ayrıca kişinin içinde yaşadığı çevre, genel tutum ve inanışları, örnek aldığı rol modellerin tutum ve davranışları çok önemli etkenlerdir. Şiddet içinde büyümüş bir çocuğun sağlıklı bir yetişkin olması çok zordur. Bunun yanında toplumsal öğretiler ve kabuller de maalesef özellikle kadına yönelik şiddeti tetiklemektedir. Şiddet bir sonuçtur. Bu sonuca yol açan nedenler üzerinde durulmadığı sürece kadına yönelik şiddeti engellemek mümkün olmayacaktır.

     

                Bu nedenlerle kadına şiddetle mücadelede ;

  

-  Eğitim ve öğretimin ilk evrelerinden itibaren bireyler, insanlar arası ilişkiler konusundaeğitilmeli,toplum kadın-erkek eşitliği konusunda bilinçlendirilmeli,okul öncesi dönemlerden başlayarak toplumsal cinsiyet eşitliği anlatılmalıdır.Erken yaşlardan itibaren çocuklara tüm canlılara karşı sevgi ve merhamet duygusunu aşılamalı ve anne babalar bu anlamda çocuklarına olumlu rol model olmalıdır.Eğitimin her evresinde “şiddetsiz  iletişim” ders olarak yer almalıdır.

 

-   Kadınları toplumsal hayatın dışında bırakmaya çalışan ayrımcı politikalardan vazgeçilmeli, Kadının ekonomik özgürlüğünü elde etmesi yönünde yapısal engellerin ortadan kaldırılması sağlanmalıdır.

 

-    Şiddet uygulayan kişilere uygulanan uzaklaştırma tedbirlerine ek olarak bu kişilerdeki şiddet eğilimini ortadan kaldırmak amacıyla bu kişilere zorunlu psikolojik destek verilmeli ve sonrasında bunun denetimi sağlanmalıdır. Kolluk, idari ve adli görevlilerin periyodik ve sürekli eğitimleri sağlanmalıdır.

    

-          Ülkemizde okuryazar olmayan kitlenin çoğunun kadın olduğu düşünüldüğünde kız çocuklarının eğitimine önem verilmeli,eğitim alanından uzaklaştırılmamaları ve çocuk yaşta evlendirilmelerin önüne geçilmelidir.  

 

  • Medyanın kadına ve çocuklara yönelik şiddeti teşvik edici yayınları üzerindeki denetiminin RTÜK tarafından etkin olarak sağlanması gerekmektedir.Basın, medya ve sosyal medyanın failden çok, mağdurları teşhir etmesinin önüne geçilmelidir.

 

-       Türk Ceza Yasamızda mevcut olan ve hakim takdirine bırakılan indirim sebeplerinin kadına yönelik şiddet ve öldürme suçlarında toplumsal cinsiyet bakış açısından kurtulmuş olarak hukuka uygun bir şekilde uygulanmasına özen gösterilmelidir.

        

DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI BİZ KAYSERİ BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU OLARAK,BUGÜN DE ŞİDDETİN İNSAN HAKKI İHLALİ OLDUĞUNU,ŞİDDETİN HER TÜRÜNE KARŞI OLDUĞUMUZU YİNELİYOR,KADINLARIN İNSAN HAKLARININ İHLALLERİNE YOL AÇAN HER TÜRLÜ TUTUMA KARŞI,KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ORTADAN KALDIRILMASI MÜCADELEMİZİ KARARLI ŞEKİLDE SÜRDÜRECEĞİMİZİ SÖYLÜYORUZ.

 

KATILIMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDER,SAYGILARIMIZI SUNARIZ.25.11.2019

Kayseri Barosu Kadın Haklarından Sorumlu

Yönetim Kurulu Üyesi

AV.NİLAY KARAHAN 

 

ETKİNLİK TAKVİMİ

Calendar
Title and navigation
Title and navigation
<<<Nisan 2024><<
Nisan 2024
 PSÇPCCP
1325262728293031
141234567
15891011121314
1615161718192021
1722232425262728
18293012345

19.04.2024
AV. ALİ KÖSE
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.