Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan hayvan hakları alanında sürdürülen mücadelede, hayvanların yaşam hakkını güvenceye almaktan çok onları yok etmek üzerine planlanmış bütün uygulamalara karşı, ülke çapında tüm hukukçulara ulaşmak ve adli sahada, etkin bir müdahale çalışması başlatmak üzere duyarlı hukukçular bir araya gelerek ortak bir platformda buluşmuşlardır. 24. Mayıs 2013 tarihinde İstanbul Barosunun öncülüğüyle yapılan I. Türkiye Hayvan Hakları Kurultayı ile başlayan bu oluşum, hukuku ve hak ve özgürlük kavramlarını önemseyen yeni hukukçuların katılımı ile hızla büyümektedir. Kurultay üyesi barolar kendi aralarında kabul ettikleri çalışma düzeni ve iş bölümü içinde bu yasa mücadelesinin içerisinde yer alarak çalışmalarını sürdürmektedirler.

Kamuoyunun çok iyi bildiği üzere, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu üzerinde değişiklik öngören yasa tasarısı, bir süredir yasamanın gündemindedir. Türkiye Baroları Hayvan Hakları Kurullarını oluşturan barolar da, hayvan haklarının ve özgürlüklerinin korunmasını sağlamaktan uzak bu tasarıya karşı hukuksal olarak bir tepki verebilmek ve yaşam hakkına saygıyı esas alan, gerçek anlamda koruma sağlayan bir yasa tesisi için gerekli olan çalışmaları gerçekleştirmiştir. T.B.M.M. Çevre Alt Komisyonunda yapılan tüm toplantılara temsilciler ile katılarak tasarıya karşı çekincelerini ve olması gereken hususları yasamaya sunmuştur.

19.06.2014 tarihli TBMM. Çevre Komisyonu tarafından genel kurula sunulmak üzere hazırlanan son rapora göre, tüm talep ve çalışmalara rağmen, klasik devlet refleksi ile, devletin ve hakim endüstrilerin çıkarları doğrultusunda hareket edildiği, biz hayvan hakları savunucularının çok önemsediği mevcut yasadaki 6. maddenin hayvanlar aleyhine değiştirildiği, Türkiye Baroları Hayvan Hakları Kurullarının kesin bir dille reddettiği hayvan deneylerinin yasa tasarısında korunduğu, hayvan esaretinin simgeleri hayvanat bahçelerinin kapatılması bir yana tüzel kişilerce de açılabilmesinin yolunun açıldığı, alt komisyon çalışmalarında tamamen kapatılması planlanmasına rağmen, hayvan sevgisi ve ekonomik katkı gibi gerçek dışı gerekçelerle hayvanlı sirk ve yunus parklarındaki esarete onay verildiği, hayvan sahiplenmeyi zorlaştıran bir yapının tesis edildiği, bir sonraki aşamada çocuğa ve kadına şiddete gidiş gösterecek olan hayvana kötü muamele gibi hapis tazyiki gerektiren bir kısım ihlallerin yine para cezası ile geçiştirildiği açıkça görülmektedir. Kamu erkinin hayvan aleyhindeki tavır, tutum ve fiilleri herkes tarafından görülen bir gerçek olup yasa tasarısının bu şekilde yasalaşması halinde gerçeklikte ucu açık ve altı boş kavramlarla hayvanlara iyi bir ortam sağlayacak bir yapı asla mümkün olamayacaktır. Sokak hayvanlarımız toplanmayacak açıklamalarına karşı tasarıya iliştirilen "istisnalar"la 6. Madde yumuşatılarak adeta bypass edilmiştir. Maddenin ileride gerçek anlamda uygulanması halinde oluşacak durumun vahameti ortada iken buna zafer dememiz mümkün değildir. Pratikte “ölüm kampı” olacak nitelikte hayvan toplama alanlarının başta Kocaeli, Kayseri ve İstanbul olmak üzere illerimizde fiiliyata döküldüğü bir ortamda yasa tasarısı hakkında olumlu algı yaratan bir tablo çizmek doğru bir yaklaşım değildir.

Yasanın genel kurula gideceği bildirilen son halinin, içerdiği hükümler itibarıyla, amaçlandığı gibi gerçek bir koruma sağlamadığı, ileride hayvanlar aleyhine telafisi imkansız zararlar doğuracağı ve biz uygulamacılara çok ciddi sıkıntılar yaratacağına dair görüşlerimiz, bizzat uygulamadan gelenler olarak kamuoyu ile paylaşılmıştır. Temel hak ve özgürlüklere aykırılıkların kamuoyu ile paylaşılması duyarlı hukukçu ve baroların hak ve görev tanımlarının doğal sonucudur. Hele ki savunma hakkı, kendini ifade etme gücünden yoksun canlılar için yürütülüyorsa bu çok daha önem kazanmaktadır. İlaveten, konuyla ilgisi yönünden; BÜTÜN KAMUOYU TARAFINDAN ÇOK İYİ BİLİNMELİDİR Kİ BAROLARIN HAYVAN HAKLARI KURUL VE KOMİSYONLARININ OLUŞTURDUĞU BU BİRLİK, TAMAMEN HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLERİN TEMİNİ ÖNCELİĞİNDE, BİR KİŞİSELLİK GÖZETMEDEN, KOLLEKTİF BİR ANLAYIŞLA, GÜVEN İLKESİNE DAYALI OLARAK ÇALIŞAN BİR BİRLİKTİR. 5199 SAYILI YASA HAKKINDA YAPILAN ÇALIŞMA VE TEMSİLLERDE GÖREV ALAN MESLEKTAŞLARIN HEPSİ ÖNCELİKLİ OLARAK TÜRKİYE BAROLARI HAYVAN HAKLARI KURULLARINI OLUŞTURAN 15 BAROYU VE DAHA SONRA KENDİ BAROLARINI TEMSİL ETMEKTEDİR. ÖZELLİKLE TBMM ÇEVRE KOMİSYONUNDA SÜRDÜRÜLEN ÇALIŞMALARDA HUKUKÇULAR TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMALAR BÜTÜN BU BAROLARI TEMSİLEN SARFEDİLMEKTEDİR. BU OLUŞUMUN AMACI DA, HAYVAN HAKLARI MÜCADELESİNİN HUKUKSAL ZEMİNİNDE YAPILACAK ÇALIŞMALARDA, KOLLEKTİF BİR YAPI İÇERİSİNDE GÜÇ BİRLİĞİ OLUŞTURARAK FAYDA SAĞLAMAKTIR. SESSİZ DÜNYALILAR İÇİN HAK MÜCADELESİ ADINA İLERİ SÜRÜLEN SÖYLEMLERİMİZ, MEVCUT BAROLARIN ORTAK SÖYLEMİ VE HEDEFİDİR.

Hayvanlarımızın yaşam hakkının ciddi tehlikede olduğu bu süreçte, biz hukukçular olarak, hayvan haklarını birincil hedef gözeterek, hukuksal zeminde sadece sonuca odaklı çalışmaya devam edeceğiz. Çok ciddi bir aşamadan geçen hayvan hakları mücadelesinde bizlerin önemsediği öncelikli konu, yasanın içeriği ve yaratacağı tehlikeli durumdur. Duyarlılık sahibi bütün kişilerinde tartışması gereken budur. Aksi durumda gerçek kazanan yine hayvanlarımızı yokla keşke hiç olmasalardı arasında sayan devlet ve onun yasaları olacaktır.

Çok iyi bilinmelidir ki baroların mevcut durumda hayvanlar aleyhine hükümler içeren bir yasa çıkartmaya gayret eden platformlar ve hak ihlaline sebebiyet verenler dışında kişi ve kurumlar ile bir mücadelesi olmadığı gibi bundan sonra da olmayacaktır. Bununla birlikte, hayvan hakları savunucusu meslektaşlarımızı etkisizleştirme, sindirme, terbiye etme, bağımlı kılma amacına yönelik haddini aşan her türlü girişime karşı, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu üyesi meslektaşlarımız (Geçmişte başka meslektaşlarımızla olduğu, gelecekte de olacağı gibi) ile dayanışma içinde olduğumuzun ve bu tarz girişimlere karşı meşru-demokratik tepkimizi göstermekte kararlı olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Meslektaşlarımıza ve meslek onurumuza yönelen bu amaçlı saldırıyı şiddetle kınıyoruz ve gereğinin yapılacağını kamuoyuna ilan ediyoruz. Avukatların ve Baroların bu tür saldırılarla sindirilemeyeceği açık olup, her türlü hukuksuzlukla mücadele kararlılıkla sürdürülecektir.

Bilgilerinize sunulur.