8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ ÇELENK SUNUMU VE BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 8.03.2017| Okunma Sayısı: 2021

 
 
 
 

Değerli basın mensupları,

Bugün Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve emekçi kadınlar olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için toplanmış bulunuyoruz.

Bugün, 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisinin, daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladığı, ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçinin can verdiği gündür.

Bu acı olaydan sonra, 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, bu tarihin “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılması önerisi getirildi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. 1921 yılında Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda bu gün “Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak belirlendi. Türkiye'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında kutlanmaya başlandı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti ve böylece 8 Mart kadınların mücadele ve dayanışmasının vurgulandığı gün oldu.

Yüzyıllar öncesinde başlayan, her türlü baskıya, şiddete ve ayrımcılığa karşı bu mücadele, bugün maalesef hala devam etmektedir. Maalesef diyoruz, çünkü bugün tüm dünyanın önemli sorunlarından biri, kadınların toplumsal alanda ikincileştirilmesi, dışlanması ve şiddete uğramasıdır. Bir diğer konu da, iş gücü içerisinde nüfusuna oranla kadınların çok az sayıda yer almasıdır. Kadınlar Dünya nüfusunun %50’sini, yeryüzündeki toplam işgücünün üçte ikisini oluşturmaktadır. Buna rağmen, kadınlar dünya gelirinin sadece %10’unu alabilmektedir. Yaşamın bütün alanlarında, çalışma alanında, istihdamda, karar alma mekanizmalarında, politikada kadınlar, nüfusları oranında temsil edilmemektedir.

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2016 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporuna göre, cinsiyet eşitliğinde en iyi puanı alan ülke İzlanda olup, Türkiye ise 144 ülkenin değerlendirildiği raporda, ne yazık ki 130’uncu sırada yer almıştır. Bunun yanında, Türkiye’de kadınların istihdama katılım oranının yüzde 32’den 33’e çıktığı da belirtilmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 7 Mart 2017 tarihinde yayınladığı haber bültenine göre, 2016 yılında Türkiye nüfusunun %49,8’ini kadın nüfusunun oluşturduğu, okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranının erkeklerden 5 kat fazla olduğu, her 5 erkekten 4’ünün kadınların çalışmasını uygun bulduğu, buna rağmen kadınların istihdam oranının, erkeklerin istihdam oranının yarısından az olduğu, eğitimli kadınların işgücüne katılma oranının daha yüksek olduğu, her 10 kadından yaklaşık 4’ünün yaşadığı çevrede kendini güvensiz hissettiği belirtilmiştir.

Dünyanın geneline bakıldığında, çok yönlü insan hakları ihlalleri yaşanmakla birlikte, bu ihlalleri en yoğun yaşayanların kadınlar olduğu görülmektedir. Bu olumsuz tabloyu değiştirebilmek için, en başta kadınların sosyal ve ekonomik konumlarını iyileştirmek gerekmektedir.

Tarihimize baktığımızda, kadının toplumumuzun bir ferdi olarak hak ettiği yere ulaşması açısından diğer milletlere örnek teşkil ettiğini görmekteyiz. Bizler Milli Mücadelede adını tarihe yazdıran, gönüllü asker, kalemi çok güçlü olan Onbaşı Halide Edip’in; “Harpten, ateşten korkmaz mısın?” sorusuna, “Muharebe bana düğün gelir” diyerek cephede çavuş olarak görev alan Kara Fatma’nın; daha bir yıllık evli iken eşinin yanında mücadeleye katılan Gördesli Makbule’nin, cephede ölen eşinin intikamını almak için Milli Mücadelede görev alan Binbaşı Ayşe’nin torunlarıyız.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Dünyada hiçbir milletin kadını Türk Milleti kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Türk Kadını kadar emek verdim diyemez” ifadesinde olduğu gibi, Türk Kadınının bugün de ülkemizi, Cumhuriyetimizi aydınlık yarınlara taşımak için tereddüt etmeyeceğinden kimsenin kuşkusu yoktur.

Bu nedenle, gerek iş hayatında, gerekse toplumsal hayatta hak ettiğimiz değeri görene kadar, güçlü irademiz ve bir o kadar da hassas bedenlerimiz ve ruhumuzla mücadeleye devam etmeliyiz.

Aile kurumunun temel taşı, hatta temelini oluşturan, emekleri göz ardı edilemeyecek düzeyde büyük, değerlerimizin temsilcisi, taşıyıcısı ve koruyucusu olan kadınların, hayatın bütün alanlarına etkin bir şekilde katılmalarına imkan sağlayacak şartları hazırlamak hepimizin sorumluluğudur.

Bu anlamda, mücadelemizin temelini oluşturan cinsiyet ayrımının olmadığı, kadının temel hak ve özgürlüklerine saygı gösterildiği, daha eşit ve daha yaşanılır bir dünya dileğiyle, tüm kadınların Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.

Teşekkürler…

KAYSERİ BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU

 
 
 
 
 
 
 
 
 

ETKİNLİK TAKVİMİ

Calendar
Title and navigation
Title and navigation
<<<Nisan 2024><<
Nisan 2024
 PSÇPCCP
1325262728293031
141234567
15891011121314
1615161718192021
1722232425262728
18293012345

16.04.2024
AV. ALİ KÖSE
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.