Yargı mensuplarının, yargı faaliyetleri esnasında ve gündelik hayatlarında, vatandaşlarımıza ve birbirlerine karşı, karşılıklı ve azami derecede saygı göstermeleri ve topluma örnek olmaları asıl olmalıdır. Bir hukuk devletinde hiç kimse, özellikle bir yargı mensubu, kamusal konumunu ve yetkisini, şahsi işlerine alet edip, keyfi davranamaz. Hele hele, cübbesi üzerinde kabadayılık yapamaz. Aksi halde, aynı şekilde, hukuki ve fiili sonuçlarına da aynen katlanır. Zira sevgide serbestiyet, saygıda mecburiyet vardır.
Yargının eşit ve kurucu bileşenlerinin en önde geleni ve hak arama özgürlüğünün savunanı olan avukatların, sözde bir mahkeme hakimi tarafından, keyfî, usulsüz ve hukuka aykırı bir biçimde duruşma salonundan çıkarılması, bilahare bu duruma haklı itirazını dile getiren Ankara Barosu Başkanı Av. Hakan Canduran'ın, yine bu sorunlu ve sözde mahkeme hakimi tarafından, hem duruşma salonunda, hem de adliye koridorunda sözlü hakaretlere ve kof kabadayıvari fiziki saldırı teşebbüsüne maruz kalmasını, esefle kınıyoruz.
Hukuk uygulayıcısı olmak, hukukun üstünde olmayı değil, hukuki sorumluluk yüklenmeyi gerektirir. Olayın akabinde, yargısal yetkisini keyfi ve gerçekdışı kullanarak, sahte tutanak tutması da ayrı bir abesle iştigaldir.
Hiçbir kişiye yakışmadığı açık olan eylemlerinden ötürü, bu sözde mahkeme hakimini ve bu haksız davranışlarını tekraren kınıyor ; hakimlik mesleğinin onur, itibar ve vakarına yakışmayan bu davranışları gerçekleştiren bu kişinin, meslekten uzaklaştırılması ve HSK'ya yapılan şikayetin sonuca ulaşması için olayın takipçisi ve Ankara Barosunun yanında olduğumuzu, kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Av. Cavit Dursun
Kayseri Barosu Başkanı